* Anglosakson yalnız yarışı göz önünde tutar ve kesinlikle sonuca önem verir. 1000 Guineas, 2000 Guineas ve sonra şampiyonluk. İşte bu çok açık ve nakavt gibi çok açık bir haldir. Tartışmaya gerek yoktur, mesela halledilmiştir.
* Daha oynak, daha sanatkar ve belki daha ticari olan Latin bakış açısı, zevkinden yararlanmak ve bunu devam ettirmek ister. Koşu programı, bütün iyi eskrim müsabakalarında olduğu gibi açıkça cereyan eder, bu çok daha eğlencelidir. Seyirci bunu sever.
* İngiliz bahse girer, Fransız münakaşa eder.
* Rakiplerine karşı üstünlüğüne güvenerek bir ata yarı hazır vaziyette koşu koşturmak çok yanlış bir hesaptır. Çünkü kondisyon her şeyden önce gelir ve kalite ancak atın nefesi yerinde olduğunda kendini gösterir.
* Form gelip geçici bir şeydir.
* At kondisyonunun zirvesine çıktığı zaman çalışmaya devam ederse, kondisyonunun ilerisine geçer, çok lüzumlu olan kasları kaybolur, süzülür ve vücuttan düşer. Sinir cümlesi bozulur. Dengesini kaybeder.
* Ne ölçüsüz bir işle ne de fazla sık koşularla atın tahammül sınırı aşılmamalıdır.
* Bir ata ne kadar arayla koşu koşturulması gerektiğini ancak antrenörü bilir. Bir atı ayda iki kere koşturmak onu kaybetmek anlamına gelebilir. Bir diğerini ayda 3 kere koşmak idareli koşmak anlamına gelebilir.
No comments:
Post a Comment